Velhasıl Çok Sertizdir.

8 Ocak 2009 Perşembe

Red Alert

*Evime doğru yürürken küçük elleri ve pençemsi tırnaklarıyla sol ayak bileğime tutundu,

her adımımda havalandı,
her yere basışımda suratını çizmeme daha çok gömdü, pençeleri daha sıkı tutundu bileğime.

*Ne eğilip elime aldım, ne de ayağımı salladım düşürmeye çalışarak.

* "And I never stepped on the cracks 'cause I thought I'd hurt my mother" diyen adamı duydum, o adam "My heart is frozen still as i try to find the will to forget you somehow, cause i know you're somewhere out there right now." diyordu aslında tam da o sırada,

ben nasıl olup da onun söylediğinden bambaşka bir cümle duyduğumu düşünürken adam tizlere çıktı,

orkestra yükseldi,

ayağım takıldı,sendeledim.


Dönüp bir baktım ki,
yok, tırnak izleri bile kalmamış ayak bileğimde.

*Sokağımı gördüm, parkın içine doğru yürüyen sokak köpeğini,
yanlış park etmiş arabaları,
müzik-çalma-aletini kapatmak için cebimden çıkardım,

elim de çıktı onunla beraber,
pençemsi ellerime baktım, yaramaz çocuk elleri gibi, çarpık çurpuk,

"unladylike" tabir ettikleri başkalarının.

Hoşlanmadım ellerimden, bir kez daha;
hoşlanmadığım gibi bir çok şeyden.
Sert çıkışlarımla ve sivri dilli oluşumla nam salmış olmayı daha çok sevdim,
"çok iyi kızdır" cümlesini yafta gibi taşımaya nazaran.

Çirkin elli ve kırık burunlu,
keskin ve tortulu insan olmaktan hoşlanmadığım gibi,
bir haltı beceremeyenlerden hoşlanmadığım gibi,
benden daha şımarık olanlardan hoşlanmadığım gibi,
aptallardan ve olgunlaşamayanlardan hoşlanmadığım gibi,
ortamcılardan ve beyinsiz septiklerden hoşlanmadığım gibi,
yaptıklarımdan ve yapabileceklerimden hoşlanmadığım gibi,
renkli ışıklardan hoşlanmadığım gibi,

kapı zilinin çalışmamasından hoşlanmadım.
Apartmanın ilk üç basamağını atladım,
üçer üçer tırmandım,

evin kapısının açıldığı ana kadar ben,
sırtımdaki kambura kadar buz kesmiştim ve

sol ayak bileğimden kaynaklı bir "mental kırmızı alarm" veriyordum.

Hiç yorum yok: