Velhasıl Çok Sertizdir.

9 Ağustos 2008 Cumartesi

It's in the music.

*Say "Hey" and I might say "Finally you're here."
*Say "Hey" and I might say "Hey, you're too late."
*Say "Hey" and I might say "Who are you?"
*Say "Hey" and I might not be there.


*Hey.
*Scarved faces.
*Scared tissues.
*Songs and movies.
*Random play.

*Açıklayıcı konu başlıkları yahut kilit sözcükler yahut soktuğumun değer yargıları. Bak ne güzel yönetiyorlar, döndürüyorlar, dans ettiriyor ve yeterince yorulduğunda iplerinden kurtulmuş bir kukla gibi yığıyorlar yere.

*Muhtaç olma duygusu, yok içimde.
*Yahu elbette var da, öyle de yoğun değil. Ya da ben örtmüşüm üstünü.

*Bazen kendi dilinde söylemek istemezsin bazı şeyleri.
Aynı anlamı vermediğinden değil de,

daha çok,
şiir yazmak gibidir,
açık açık söyleyememek,
en anlaşılır haliyle ortaya koyamamak dilinin ucundakileri.
İstesen yaparsın, bilirsin çatır çatır yapabileceğini,

ama içinde birden bir heyecan, bir korku, bir ufak burukluk olursa ağzını açtığında,
kıymeti vardır, anlarsın.
Açıkça anlatamazsın.

*For the ones we have loved for once,
for the ones we have loved so much,
for the ones we will never get over,
for the ones who broke the ice of our eyes,
the ones who seemed like miracles,
the ones.

"The ones"

*Teselli ödülü gibi gelebilir varlığı insanların.
*Kırık bir çizgi bırakamayabilir varlığı kimi insanların.
*Sıcaklık, ulaşabilirlik, aynı yerdeki yara izlerinin tesadüfi, aynı yerdeki benlerin ilahi olduğu düşüncesi gibi.

*Yine de gördüm.
*Yarın ya da otuz yıl sonra.
*Hiç umrumda değil ne olduğu.
*Ben gördüm, o bana yetti.

*It's in your music.
*It's more than who you are.
*It freaks me out.
*It might hurt, and I might say "Hey."

And you might not be here.



____________________________

*Bu arada dinleyin:

Bu postun soundtrack'i olmaya yakışan bir şey:

www.myspace.com/alpkoca

Hiç yorum yok: