Velhasıl Çok Sertizdir.

24 Mayıs 2008 Cumartesi

Size "Küçük İnsan" Çeşitlerini Anlatmak İstiyorum. vol.1

Küçük insanların bir çeşitinde, belli bir konuma gelmiş, belli bir başarı sahibi yahut en basitinden diğer insanların bildiği, tanıdığı, ve genellikle sevdiği kişiler hakkında "bi zamanlar kankaydık biz onla, ben onu bilirim bilirim" muhabbetleri var.

Bu insanların hiçkimse olmaları bu tür davranışlarını meşru kılıyor. Çünkü eğer gerçekten biri olsalardı, zaten "bir konuma gelmiş insanları tanıyan kişi" modeliyle prim yapmaya çalışmazlardı.

Bu "ikinci plandan ün kazanma" çabası iki şekle ayrılıyor, biri "ben onun çocukluğunu bilirim, çok yakındık biz onla, çok sever beni" tadında cümlelerle vuku buluyor, ki bu çeşit daha masumane ve şark kurnazlığından nispeten daha uzak bir çeşit.

Diğer çeşit ise tam da "kayserili tüccar kafası" yahut "pantolonuna yapışıp tükürmekle tehdit eden çingene" kafası dediğimiz, şark kurnazı, cahil kafadan çıkan çeşit oluyor. Bittabi yalnız cehalet değil, karaktersizlik ve aşağılık kompleksinin getirdiği "hak edilmemiş özgüven fazlası" (hak edilmiş ve hak edilmemiş özgüven fazlasına daha sonra değineceğim.) bu türü destekleyen davranışların oluşumunda birer faktör.

Bu türün yaklaşımları daha çok "Ben onun ne mal olduğunu iyi bilirim, biz zamanında yakındık onunla, şöyleydi böyleydi, kıçımdan ayrılmazdı, bana az yalakalık yapmadı" vebenzeri asılsız zırvalardan oluşur. Anladığınız üzre bu tipin kuracağı cümleler daha çok kişiyi aşağılamaya, küçültmeye, ve bu bağlamda kendisini yüceltmeye yöneliktir.

Bu tip insan toplumda bir yere tutunamamış olmasının acısını başka insanları kötüleyerek kendini herkesin gözünde yücelttiği inancına kapılmasına sebep olan bu davranışlarıyla yine toplumun bir bölümünün değer verdiği, takdir ettiği, saygı duyduğu insanlardan alır.

Takdir edersiniz ki, kişi, diğer küçük insanların da kendi anlattığı zırvaları etrafa yaydığını düşünerek evinde dört köşe olur. Ne yazık ki farkına varamadığı şey şudur ki, kendisini ciddiye alacak insanlar yine ancak diğer küçük insanlardır, ve ancak diğer küçük insanların arasında prim yapabilir ve belki kısa süre için bir mertebeye erişebilir. Andy Warhol'un "Herkes bir gün 15 dakikalığına meşhur olacak." sözünü burda hatırlatmalıyım sanırım.

Küçük insanın, diğer küçük insanlar arasında edindiği bakır madalyon, onu ne büyük insanların arasına sokacaktır, ne de ona, büyük insanların algılarıyla oynayabilme şansını tanıyacaktır.

Söz konusu karalamalara maruz kalan kişi ise muhtemelen bunları duymayacak, duyarsa sinirlenecek, bir yahut iki adet küfür savuracak, daha sonra işine dönecektir. Eğer ki biraz boş vakti varsa ve bu onu gerçekten eğlendiriyorsa, oturup konu hakkında sosyolojik bir yazı yazabilir. Nitekim kişi gözlemciyse, ve işi de bir şekilde gördüğü her şeyi yorumlayarak insanlara anlatmaksa, yazdığı yazılara şaşılmamalıdır. Muhtemelen kendisi pis pis sırıtarak bunları yapıyordur, üzerinde de ayıcıklı pijaması vardır. Ahahah.

Öhöm, evet, son olarak şunu da eklemek isterim ki,

"Zenginin malı züğürdün ağzını, meyve veren ağaç taşlayanın kolunu yorar."

"El zkyle gerdeğe girilmez, kendin üret, yarat başar."

ve

"Ağlama değmez hayat, bu gözyaşlarına."


Öğretici yazılarıma devam edeceğim, dilerseniz takip edin efendim.

Çav.

Hiç yorum yok: