Velhasıl Çok Sertizdir.

11 Mayıs 2008 Pazar

Up-date randomized.

*Me got a lot to say but me dunno how to speak'em out loud.
*Eğer söylemek istediğim her şeyi şarkıların içine katmerli kinayelerle koyarsam, dinleyip şifreleri çözmeyi denerler mi?
*Mesajlar yerine ulaşır mı? Mesajlar yerine ulaşırsa ne olur?
*Eğer subliminal mesajlar verirsem kimin psikolojik durumuyla oynarım, ve ne şekilde?
*Ne istediğini bilmek lazım gelir her zaman.
*Hemen hemen her şeyde ne istediğini bilirsin, ama id var, süper ego var, ego var.
*Mantığının kabul etmeyeceği isteklerin var.
*Belki kedin bile kızardı bu istekleri bilse.
*Her only concern is to sit on my lap and keep purring, don't you think?
*If i were poetic, i could sell more.
*Sevmeye doyamıyor insan. Öyle çoklar ki sevemiyor yeterince.
*"Ready, kiss, fight." diyorum bu duruma.
*Not everything is breakable.
*Not everything, but hysteria.
*I have been loved, i have been loved so many times and so much, for godssake.
*Still not enough, and what's the frickin deal with me, for godssake?

*Neden hayallerimin hepsi "ıssız bir tropikal adada bir bambu ev, süper kalitede bir home studio, şarkıları dağıtabilmek için internet, sevdiklerim ve kedim" hikayesiyle bitiyor?
*Niçin uzak olma isteği?
*Neden sadece Cansu ve Merve varsa gerçekten dans etmek isteyebiliyor canım?
*Neden dans ederken birden sıkılıp manasızca hoplayıp zıplamanın da bir stress atma yolu olduğuna inanıyorum?
*Neden manasızca hoplayıp zıplarken etrafımda olup bitenlerden birden soğuyorum ve masaya geri dönüyorum?
*Masada bir çift göz, beni izliyor olmalarını istediğim.
*Ve sandığınız gibi bir çift göz değil onlar.

*Bazen olmaması gereken şeyleri isteyebilir insan, anlık şeylerdir bunlar.
*On dakika kadar sonra "öff pöff aman ay" efektleri eşliğinde unutursunuz bu düşünceleri.
*Bilirsiniz artık, kendinizi tanıdığınız için bilirsiniz artık, sahip olduklarınıza hiç bir zaman sımsıkı tutunamadığınızı .
*Her zaman bir kaçış yolu, bir yedek anahtar tutmak istersiniz zihninizde.
*Bilirsiniz asla tümüyle ait olamadığınızı.
*Silmek ne kadar kolaysa, elde etmek ne kadar cezbediciyse, tümüyle ait olmak da en az o kadar zordur.

*Her şeyi bir kenara bırakırsınız, içinizden tekrarlarsınız "Sahip olduklarının kıymetini bil. Sen, herkesin rüyasını yaşıyorsun." cümlelerini.
*Rüyaların kısa aralıklarla kabuslara dönüştüğünü bizzat kendiniz deneyimlemişsinizdir oysa.
*Uykuda olmak böyle bir şeydir. Ama istediğiniz an rüya geri gelir.
*Kıymet bilmeyi hatırlamalısınız. Çıkarmalısınız onu, sıkıştırıp unuttuğunuz yerden.
*Yoksa asla mutlu olamayacaksınız, tam anlamıyla.

*Şarkılara kalır hisleriniz, düşündükleriniz, yüksek sesle söyleyemedikleriniz.
*Üstü örtülü cümlelerle bağıra çağıra söylersiniz hepsini.
*Ve ne kadar ilginçtir ki,

dümdüz cümlelerde açık, net ve sert bir üslupla söyleseydiniz aynı şeyleri, size kızacak olan binlerce insan,

şarkılarda üstü örtülü şekilde bağıra çağıra söylediğiniz bu melodik ikilemleri dinlerken hislenir,
içlerinde kıpırdayan şeyle beraber size ve çıkardığınız işe hayranlık duyar.

*"Ses tonun inanılmaz güzel."
*Herkesin içinde biraz "olmaması gereken" vardır, ve eğer onu siz de herkesin sakladığı kadar gizli tutup,şiirsel bir dille anlatabilirseniz, sizi severler, sizi gerçekten severler.
*Tüm bunların yanı sıra herkesin açık açık gördüğü ancak sırt çevirdiği şeyleri, açık açık söylerseniz, size saygı duyarlar.
*Eğer tüm bunları içinizden öyle geldiği için yapıyorsanız, siz bu işte gerçekten iyisinizdir.
*Eğer içinizde tüm bu ilgiden sıkılmış bir parça varsa, ancak o ilgi olmadan başarıya gidemiyorsanız, küfredersiniz.
*Ve bu yüzden, sizi küfrettiğiniz için yargılayan herkes gidip başka işlere göt germelidir.
*Olan biten her şeyin arkasında, şunu söylemek isterim ki,

şarkılarımı reverse yapıp dinlediğinizde hiç bir anlam çıkaramazsınız. Öyle şeylerle uğraşmıyoruz, hayır.

Subliminal message mevzuuna gelirsek, evet, bilinçaltı mesajı vermek zorundayız.

Bunun sebebini tek bir cümleyle açıklayabilirim sanırım:

"Me got a lot to say but me dunno how to speak'em out loud."

*Kendinize iyi davranın. İş-güç ikilisine geri dönüyorum.

Hiç yorum yok: